O müjdelerden nasibini alanlar bilirlerdi ki kırk gün tekbiri kaçırmadan cemaatle namaz kılsalar ateş ve nifaktan azat olurlardı.
Kırk sabah ALLAH’a ihlâslı olsak kalbimizden lisanımıza hikmet çeşmeleri akar.
Kırk gün hiç haram karıştırmadan helâl yesek kalbimizi yüce ALLAH nuruyla doldurur.
Ve Mescidi Nebevi’de ara vermeden kırk vakit namaz kılan için de iki beraatın verileceğini müjdeler: Ateş ve azaptan beraat, nifaktan beraat.
Bir kapıyı müjdeler sonra;
Geriye dönüşü olmayan bir yolda yürüyoruz ya o kapıyı Rabbimiz geriye bir bakıp o yolu temizlememiz için açmıştır.
İnsan unutkandır.
Bir hatada yakıp yıkandır onca iyiliği, birlikte yürünmüş o kadar yolu silendir bir çırpıda belki.
İşte o zaman anlarız bizi bekleyen var, kapıyı son ana dek açık tutan…
“Mağrip cihetinde bir kapı vardır. Bu kapının genişliği binekli bir kimsenin yürüyüşüyle kırk veya yetmiş senedir. ALLAH o kapıyı arz ve semaları yarattığı gün yarattı. İşte bu kapı güneş batıdan doğuncaya kadar tövbe için açıktır.”